top of page
Ara

Seoul, South Korea

  • Yazarın fotoğrafı: Elif Demir Gülocak
    Elif Demir Gülocak
  • 2 Eyl 2019
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 5 Eyl 2019


Aslında Güney Koreye gitmek yakın bir süre içerisinde aklımda yoktu diyebilirim.Daha önce çok gitmiş olan çok sevdiğim bir arkadaşımın aklımı çelmesiyle birlikte Japonya ile birleştirerek bir program oluşturmaya karar verdik.Güney kore ve Japonyanın Türklere vize uygulamıyor olması seyahatimizin en rahatlatıcı kısmı oldu..


Ben Seul'ü sana anlatırken daha farklı ve spesifik noktalarından bahsetmek istiyorum. Turistik alanlarını ve tapınaklarını tabi ki gezdim, sende gezeceksin. Bu yazıda bulacağın şey Seul'de farklı ne yapabilirim, nereye gitmeliyim, nasıl gitmeliyim olacak.

Hazırsan başlıyoruz..


İlk önerim uçak biletleri ile ilgili olacak..

Malum uzakdoğu biletleri ciddi anlamda pahalı ve bu nedenle çok tercih edilemiyor. Eğer bizim gibi miles&smiles üyesi isen ve yeterli birikmiş millerin varsa rahatlıkla çok uygun bir şekilde uçak biletini türk hava yollarından satın alabilirsin.

Thy zaman zaman kampanyalar düzenliyor bunları takip etmeni öneririm.

Bunun haricinde aktarmalı olarak da Seul'e rahatça ulaşabilirsin.


Önemli bir diğer konu ise uygun ve temiz bir otel bulmak..

Biz yaklaşık 6 ay önceden otel ve uçaklarımızı aldığımız için uygun fiyata kaliteli otellerde rahatlıkla konaklayabildik.

Seul'e ilk kez gideceksen Myeong-dong bölgesinde kalmanı tavsiye ederim.

Biz, güney kore'de zincir otelleri olan LOTTE City Myeong-Dong otelinde kaldık ve çok memnun kaldık. (https://www.lottehotel.com/myeongdong-city/en.html)


Myeong-Dong bölgesi hem merkezi hem de alışveriş (özellikle kozmetik) için en elverişli yer olduğundan bence rahatlıkla tercih edilebilir, ne de olsa günün sonunda myeong-dong'un kozmetik caddesinde vakit geçirmeden oteline dönemeyeceksin:) Ethud House, Innesfree, Laneige (özellikle lip balmı), the Saem, Banila.co (renkli mağazası ile kendinden geçebilirsin) ve daha niceleri..


Bir de mutlaka türk lirasını Seul havalimanında, yerel para birimi olan kore won'una çevirmeni tavsiye ederim..


Sigara konusunda da Seul çok ciddi bir disipline sahip, sokakta hiç bir alanda sigara içilemiyor yalnızca belirli kapalı alanlarda sigara içilmesine izin verilmiş, bu nedenle çok dikkatli olmak gerekiyor.


Şehir pahalı mı, alışveriş pahalı mı diye soracak olursan, türk lirasının değer kaybetmesine rağmen fiyatlar uygun diyebilirim.Özellikle kozmetik ürünler kesinlikle TR fiyatlarına göre daha uygun ama gitmeden hangi ürünleri alman gerektiğini araştırmanı tavsiye ederim.

Aksi takdirde hepsini almak istiyorsun, sonuç pek iyi olmayabilir:)


Seul'de başka neler alabilirim diye merak ediyorsan, aslen Japon olan Uniqlo'ya mutlaka bakmalısın yalnız burada bir ayrıntı vermek istiyorum. Eğer ki koreden japonyaya geçeceksen Uniqlo alışverişini fiyat uygunluğu ve ürün çeşitliliği nedeniyle Japonya'dan yapmanı tavsiye ederim.Seul son duraksa Uniqlo'ya mutlaka uğra!


Ayrıca uygun fiyatlı (adidas, nike, vans, vb.) sneaker almak için ABC Mart, ülkemizde de benzerleri bulunan uygun fiyatlı tasarım ürünler satan DAISO mutlaka uğraman gereken diğer alışveriş noktaları.


Koreye özgü bir başka alınması gereken ürün olan ginsengi de listene ekleyebilirsin. Ginsengli ürünlerin çokluğu seni şaşırtmasın, seçenek çok olmasına rağmen ben sadece ginseng çayını aldım ve denedim. Özellikle kışın hastalıklardan korunmak için çok faydalı olduğunu ve çay olarak tüketmenin de rahat olduğunu söyleyebilirim.



Seul'de havalimanından şehre ulaşım dünyanın bir çok yerine örnek olacak nitelikte oluşturulmuş. Merkeze ulaşmanın çeşitli yolları var ama biz otobüsle gitmeyi tercih ettik. Bunun sebebi neredeyse tüm otellerin önüne kadar giden çok geniş bir otobüs ağlarının olması, bu sayede rahatlıkla oteline kadar ulaşabiliyorsun.

Günlük ulaşımlarımızda metroyu tercih ettik.

Ayrıca koreceden korkmamanı tavsiye ediyorum çünkü şehirde yaşayanlar ingilizceye hakimler ve aynı zamanda tüm tabelalarda latin alfabesini görebilirsin.



Seul'de yemek! Evet bu konuda çok güzel deneyimlerimiz oldu diyemem ancak aç kalınma durumu yok.Kahvaltılar için şehrin bazı yerlerinde karşına çıkacak olan Paris Baguette'i mutlaka denemelisin. (https://parisbaguette.com)


Kore dendiğinde akla ilk gelen kore barbeküsü konusunda da şehrin en meşhur restaurantına gitmemize rağmen beklentilerimizi karşılayamadık.

Porsiyonların azlığı garsonların ilgisiz tavırları ile birleşince bu deneyimimiz çok iyi sonuçlanmadı.Yine de gitmeden kore barbeküsünü araştırmanı yine de bir deneyim olarak yaşamanı tavsiye ederim.


Sokak lezzetleri arasında "yopokki" yi mutlaka denemelisin. Makarnaya benzeyen görüntüsü ile kendisi "rice cake" olarak geçiyor ve adı üstünde pirinçten yapılıyor. Bir özelliği de biraz acı ve baharatlı olması ancak pişirtirken acı oranını mutlaka belirtmek gerekiyor, yoksa mideye zarar verecek kadar acı yapma olasılıkları var.




Seul'de gezerken hediyelikler için mutlaka Insa-dong bölgesine uğramalısın.Burada çeşitli kore hediyeliklerini bulabilir küçük kafelerde vakit geçirebilirsin.

Gangnam bölgesi şehrin en lüks bölgesi olduğu için burada lüks mağazalardan alışveriş yapabilir, şık restaurantlarda ve kafelerde yemek yiyebilir ve geniş caddelerinde yürüyüş yapabilirsin.


Seul sokaklarında gezerken sabah erken saatlerde bir budist tapınağında yapılan renkli ayinlere denk gelebilirsin.Bu ayinlerin renkleri görülmeye değer..




Old Town bölgesinde, Seul'ün ilk yerleşimlerinin olduğu köyleri gezebilir, orjinal ahşap evlerin arasında dar sokaklarda dolaşabilir ve o sokakların hemen paralelinde bulunan modern cafelerde dinlenebilirsin.Seul'de en sevdiğim noktalardan birisi de tarihi ve modernliği bir arada kurgulamaları oldu.


Ve gelelim kafelerine.. Seul'de çok farklı tasarımlarda kafeler var.

Hepsini denemek istememize rağmen zaman kısıtlılığı sebebiyle bir kaç tanesini seçmek zorunda kaldık.


Cafe Yeonnam-dong 223-14 ,yani cartoon cafe, mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisi..

Mekanın tasarımı iki boyutlu hissi verilerek oluşturulmuş, içeri girdiğinde her şey karikatür çizimi olarak seni karşılıyor.

Kahve ve tatlıları da mutlaka denemeye değer..


Bu bölge , yani Seongmisan-ro bölgesi, tasarım kafeleriyle ünlü bir bölge olması nedeniyle burada keşfe çıkmanı ve en az yarım gününü bu sokaklara ayırmanı tavsiye ederim.




İkinci denediğimiz kafe Blind Alley Raccoon Cafe oldu. Sitenin de isminden anlaşılacağı gibi hayvan sever kişilikler olduğumuz için bu rakunları da sevmeden gelmemeliyiz diye düşündük:)


Seul'de hemen hemen her hayvanı sevdirdikleri çeşitli kafeler var. Biz rakun sevmeyi ilginç bulduğumuz, ve yıllardır merak ettiğimiz, için blind alley'e gitmeye karar verdik.


Burası aslında bir kafe. İçerde kapalı alanda besledikleri 3 adet rakun, yine başka bir alanda besledikleri 2 adet yaban domuzu ve ortada dolaşan çok sevimli corgi cinsi köpekleri var. Rakun sevmek için ayrı bir ücret ödemek gerekiyor, bizde biletimizi alıp beklemeye başladık. Rakunların uyanması ile birlikte maceramız da başladı.

Yanında onların bakıcısı ile birlikte odaya girip onlara yemek verip yaklaşabiliyorsun.

Ve eğer seni severlerse sırtına binebiliyorlar.

Şanslıysan bu deneyimi yaşayabilirsin:)

Eğer hayvan sever birisi isen mutlaka burayı listeye eklemelisin.


Biz Seul'de 4 gün kaldık ve çok sevdik. Buradan Kyoto ve Tokyo'ya geçtik. Japonya gözlemlerim bir sonraki postta seni bekliyor. Soruların olursa seve seve cevaplarım.

Gezgin Rakun'u ziyaret ettiğin için teşekkürler!

 
 
 

Comments


bottom of page